PRENS GORÇAKOV VE KARADENİZ SORUNU, 1866: PATLAMAYAN BİR RUS BOMBASI

Ruslar, tarih boyunca emperyal yayılımlarını genişletme eğilimini, bulundukları coğrafi alanın çok daha uzak bölgelerine taşıma eğiliminde olmuştur. Bu açıdan Moğol-Tatar idaresinde geçirdikleri yüzyıllar içinde fetih mantığını içselleştiren Ruslar, 18. yüzyılda devletlerini imparatorluğa dönüştürmeyi başardıktan sonra Asya ve Balkan coğrafyası ekseninde hâkimiyet alanlarını genişletme rotalarını oluşturmuşlardır. Bu siyasa kapsamında var olan yapıda büyük güç rekabeti ve devletlerarası ilişkilerde diplomasi ile savaş önemli bir dış politika aracı haline gelmiştir. Özellikle 19. yüzyılda Rusların Osmanlı İmparatorluğu’na karşı politikaları salt Panslavizm’le okunamayacak bir boyuta gelmiş ve emperyal yayıma Doğu Sorunu ile yeni bir anlamlandırma yaratmışlardır. Böylece 1856 Kırım Savaşı ve akabinde Paris Barışı’na kadar geçen sürede Ruslar sistemde Osmanlı İmparatorluğu aleyhine genişlemelerini sürdürmüşlerdir. 1853-1856 Kırım Harbi’nde kendisine karşı birleşen Avrupalı güçler her ne kadar Rusya’yı bir müddet Balkan coğrafyası ve dolayısı ile Osmanlı İmparatorluğu’ndan uzak tutmuş gibi görünse de Rus zihin dünyasında Karadeniz ve Balkan coğrafyası sıcak denizlerin güzergâhı olarak önemini muhafaza etmiştir. Nitekim bu çalışmada 1853-1856 Kırım Savaşı sonrasında Rusların reel politik alanda istemedikleri bir anlaşamadan kurtulma adımları ele alınmaktadır. Özellikle bu dönemde Prens Aleksandr Mihayloviç Gorçakov, Karadeniz sorunu olarak adlandırılan konuyu çözme adına büyük bir hamle planlamıştır ki bu durum konjonktürel gelişmeler ekseninde gerçekleşmemiştir. Dönemin önemli devlet adamlarından Prens Gorçakov’un hamlelerinin incelendiği bu çalışma döneme farklı bir bakış açısı sunacaktır. İlgili çalışma salt tarihsel bir döneme değil, aynı zamanda uluslararası ilişkiler bağlamında diplomatik ilişkilerin farklı bir yönünün görülmesi ve dönemin siyasi tarihine ışık tutması açısından önemlidir. 1866-1870 yılları arasında Rus diplomat Gorçakov’un sistemde Rusya lehine yaratmak istediği değişimin incelendiği bu çalışma, Karadeniz meselesine dair Rusların zihin dünyası ve politik hamlelerinin ulaşacağı son noktayı ortaya koymaktadır. Son olarak çalışmanın tarihsel olarak yayınlandığı dönemin önemi de göz önüne alındığında II. Dünya Savaşı süreci içinde konunun bu şekilde öne çıkması da ilgi çekicidir. Bu kapsamda çalışma, yayınlandığı dönem koşulları ve şartları noktasında okuyucuya farklı bir vizyon sunmaktadır.

PRINCE GORCHAKOV AND THE BLACK SEA QUESTION, 1866: A RUSSIAN BOMB THAT DID NOT EXPLODE

Throughout history, Russians have tended to expand their imperial ambitions far beyond their immediate geographical vicinity. During the centuries under Mongol-Tatar rule, they internalized the logic of conquest. From the 18th century onwards, following the establishment of the Russian Empire, they charted their expansion routes primarily in the Asian and Balkan regions. This policy framework made great power competition and diplomacy practical foreign policy tools in interstate relations. Particularly in the 19th century, Russian policies towards the Ottoman Empire went beyond mere Pan-Slavism, and the concept of imperial expansion took on a new dimension with the Eastern Question. Thus, from the Crimean War of 1853-1856 and the subsequent Paris Peace Treaty, the Russians continued their expansionist pursuits against the Ottoman Empire. Although nationalist approaches triggered by the unification of Europe against Russia in the wake of the Crimean War temporarily kept them at bay from the Balkan region and, consequently, the Ottoman Empire, the Black Sea and the Balkan region remained vital in the Russian psyche as routes to warm seas. Indeed, this study examines the steps taken by the Russians to extricate themselves from an unwanted settlement framework in realpolitik following the Crimean War of 1856. In particular, it delves into the manoeuvres of Prince Aleksandr Mikhailovich Gorçakov, a prominent figure and statesman of the era, offering a different perspective. This study examines Gorçakov’s proposed changes to the system between 1866 and 1870. It aims to shed light on the Russian perspective and political actions related to the Black Sea Issue, focusing on changes that would benefit Russia. On the other hand, it considered the importance of the period in which the relevant study was published historically; it is also interesting that the subject came to the fore this way during the Second World War. Therefore, it also offers the reader a different vision regarding the terms and conditions of this period.

___

  • Komnina Anna. Aleksiada. per. Yakov Nikolayeviç Lyubarskiy. M.: Nauka, 1965.